Amerika'nın küresel itibarı gerilerken, Amerikan ruhunun özünü yansıtan Ralph Lauren markası uluslararası çapta daha fazla ilgi görüyor. Vogue Business'e göre, şirketin 2025 mali yılında Avrupa ve Çin'deki satışları sırasıyla %12 ve %9 arttı. Bu büyüme, 7,1 milyar dolarlık gelirinin büyük kısmının ABD dışından geldiği anlamına geliyor. Peki, genel lüks pazarı zorlanırken Ralph Lauren bu eğilimi nasıl tersine çeviriyor? Bu akşamki Purple Label defilesi, cevabın bir kısmını sundı.

Avludaki antika bir arabanın yanından geçtikten sonra, sunum iki bölüm halinde gerçekleşti. İlk bölümde, parlak ve denizcilik temasıyla ilham alan şıklık öne çıktı—düşünün, zarif bir yat kulübü kıyafeti. Beyaz kenarlı lacivert bir yelken ceketi, çizgili gömlek, kravat, pilili keten şort ve espadrillerle zahmetsiz bir zarafet yansıtıldı. Gümüş düğmeli bir kulüp rozeti olan çift sıra lacivert ceket, komodor seviyesinde bir lüks hissi uyandırdı. Dokulu ipek gömlekler, renk bloklu örgüler ve klasik kablolu kazaklar, bu rafine ve sofistike estetiği tamamladı.

Markanın Milano'daki palazzo avlusunda geçen ikinci bölüm ise ton üstüne ton giyimin bir ustalık dersiydi. 25 modelin neredeyse tamamı, soluk bir safari tarzı balıkçı ceketinden eşleşen pilot saatli yıpranmış deri uçuş ceketine kadar, bej ve zengin kahverengi tonlarının varyasyonlarını giydi. Koleksiyon; dokulu saha ceketleri, askeri esintili dikişli gömlekler ve art-deko smokin ceketlerini içeriyordu—dünyalı, zahmetsiz bir kahraman için tasarlanmış kıyafetler.

Kravatlar ve kısa kollu gömlekler Cary Grant'in şık çekiciliğini yansıtırken, şık bejler Hemingway'in Key West maceralarını çağrıştırdı. Uçuş ceketleri ve smokinler ise Pitt ve Clooney gibi yıldızlara özel dikilmiş gibiydi. Lauren her zaman sinematik bir üslupla tasarladı ve bu defile, Amerika'nın idealize edilmiş, özlem uyandıran bir vizyonunu yakaladı—tam da bugün ulaşılamaz hissettirdiği için daha da çekici gelen bir vizyon.