Met Gala'da Thom Browne kadar sahneyi çalan başka biri var mıydı? Tasarımcı, Demi Moore, Zoe Saldana, Lorde, Janelle Monae ve Nicki Minaj da dahil olmak üzere 21 konuğunu özgün tasarımlarla giydirdi. "Sanki küçük bir haute couture koleksiyonu sunuyormuş gibi hissettim," diyor Browne, etkinlikten birkaç gün sonra Zoom üzerinden yaptığımız görüşmede. Bu görüşme, markasının daha erişilebilir yüzünü temsil eden pre-fall koleksiyonu hakkındaydı.

Met Gala'daki teatral tasarımları (örneğin Moore'un erkek kravatı şeklindeki dramatik elbisesi) herkesi kendine hayran bırakırken, pre-fall koleksiyonu giyilebilirliği ön planda tutuyor. Şubat'ta tanıtılan ve yakında Palm Beach ile Los Angeles'taki yeni mağazalarda satışa sunulacak olan fall koleksiyonunun ardından raflarda yerini alacak bu sezon, Browne'ın keskin dikim tekniklerini ve akıllı oranlarla işlenmiş çok yönlü kumaşlarını öne çıkarıyor—daha az avangart, daha zamansız. "İnsanların markanın geliştiğini görmesini, ama aynı zamanda her zaman sevdikleri şeye sadık kaldığını hissetmelerini istiyorum," diye açıklıyor.

Doğum yılı olan 1965'e atıfta bulunan "65" numaralı kaşmir basketbol formaları gibi oyunbaz dokunuşlar bile onun imzası olan titizliği yansıtıyor. "Dikim bir spor giyim parçası gibi, spor giyim de bir dikim parçası gibi hissettirebilir," diyor. Pek çok sporcuya stil danışmanlığı yapmış olsa da, bu koleksiyonda tenis ve golf esintileri var—deck ayakkabılar ve ördek botlar da bunun bir parçası. Aksesuarların çeşitlendirilmesi, markanın büyümesinde kilit rol oynuyor—örneğin, Mr. ve Mrs. Thom çantalarının yıpranmış deri versiyonları daha rahat bir siluet sunuyor.

Bu, Browne'ın titiz standartlarından ödün verdiği anlamına gelmiyor. Sadık takipçileri hâlâ ikinci bir deri gibi hissettiren parçalar bulacak, yeni tanışanlar ise süet bir "jean ceket" ya da mohair tweed iş gömleği gibi beklenmedik detaylarla markanın imza tarzına taze ve ulaşılabilir bir yorum getiren parçalara kapılabilir.